Hayat Size İstediğiniz Herşeyi Verir.Sadece Bir Şartla

 

Varlığımızın en iyi anlarından geçmediğimizde hayat bizim için çok zor ve karmaşık bir hale geliyor; ama gerçek şu ki, hayatımıza çektiğimiz durumların her biri, ihtiyacımız olanlardan farklı değil.

İhtiyacımız olan bu durumların her biri titreşim seviyelerimize karşılık gelir ve sadece hak ettiğimize ikna olduğumuz zaman titreşimimiz yükselir. O halde hayatın bize ne istediğimizi vermesi için şart nedir?

Cevap oldukça basit: Bunu hakettiğimizden şüphe etmemek.

Kulağa basit geliyor, ama, kabullenme, tanıma, güven, şükür ve öz sevgiyle ilgili çalışıp her birini geliştirirsek, yaşamlarımızda gerçekten neyi istediğimizi göstermeye başlayacağız ve bunu hakettiğimizi hissedeceğiz.

Kabul bizi çok memnun etmeyen ve geliştirebileceğimiz şeyler için çalışan, kendimizle uzlaşmamızı sağlayan, kendimizi eleştirmeden ve değerlendirmeden önce tüm iyiliği görmemizi sağlayan, süreçlerimizle, zamanlarımızla asil olmamızı ve sahip olduğumuz şeyle elimizden gelenin en iyisini yaptığımızı bilmemizi sağlayan şeyler olduğunu anlamaktır.

Tanıma Bize temelde mükemmel olduğumuzu, benzersiz niteliklere sahip olduğumuzu, birçok şeyin üstesinden geldiğimizi, öğrendiğimiz ve ekdiğimiz herşeyin değerini hatırlatır.

Güven: bir şey için burada olduğumuza inanmak, bir amaç için pratikte sınırsız kapasiteye sahip olmak, bize her saniyede seçebileceğimiz sonsuz olasılıklar evrenini gösteren bir kapıdır.

Minnettarlık: teşekkür etmek, nimetlerimizi tanımanın ve refahla bağlantı kurmanın bir yoludur, sevdiklerimizin ve yaşamlarımızda giderek daha fazla olmak istediklerimizin hayatına dair ipuçlarını vermektir. Böylece bizi memnun eden şeylere dikkat eder ve onları tanırız.

Your Page Title

Öz-sevgi: hayattaki en önemli şey sevgidir nereye gidersek gidelim bize eşlik eden, koşulsuz olması gereken, sınır koymamıza, kendimize özen göstermemize, kendimize değer vermemize ve yaşamak istediğimiz hayata gerçekten layık hissetmemize yardımcı olan sevgidir. Kendimizle olan ilişki, ayrıntılarla dolu olmalı, ekilmeli ve bir hazine olarak ele alınmalıdır, çünkü gerçek iyiliğimiz buna bağlı olacaktır.