Yolculuğumuz boyunca ilerlerken birçok aşamadan geçeceğiz. Bunlardan üçü Bilgi, bütünleşme ve bedenlenmedir.
Çoğumuz için bilgi, uyanışımıza giden yolumuzun ilk adımıdır. Hayatta daha çok şey olduğunu, dışarıda başka bir şey olduğunu, bu dünyada gezinmenin daha iyi veya farklı bir yolu olabileceğini fark etmeye başladık. Ama bu bizi birçok soruyla baş başa bırakıyor. Zor sorulara cevaplar bulmak için yıllarca arar, okur, seminerlere ve atölyelere gideriz. Gerçekten neler oluyor? Neden böyle hissediyorum? Ben normal değil miyim ve normal olan nedir? Hayattaki amacım ne? Sorular uzayıp gidiyor ve bulabileceğimiz cevapları daha da kötüleştirmek için sadece daha fazla soru uyandırıyor. İleriye giden bir yol olduğuna inandığımız bir şeye benzemeye başladığımızda, hepsini uygulamaya koymaya çalışmalıyız.
Entegrasyon, yeni şekilde yaşamaya çalışmanın pratiğidir. Burada her şeyi düzeltmek için mükemmellik için çabalıyoruz. Eski alışkanlıkları bırakmayı, farklı seçimler yapmayı, yeni yollarla yanıt vermeyi hatırlamak için çok çalışmak. Bu, bazı günler her şeyi hallediyormuşuz gibi hissettiğiniz ve hayatın harika olduğu ve bir sonraki dakika haber vermeden bir otobüsün çarptığını ve her şeyin ters gittiğini hissettiğimiz rollercoaster zamanıdır. Şimdiye kadar öğrendiklerimizi sistemlerimize asimile ediyoruz.
Somutlaştırma, aradığımız şeydir. Bu hiçbir şekilde yolculuğun sonu değildir ve hala entegrasyon anları vardır. Buradaki en büyük fark, bedenlenmeyle gelen bir bilgeliktir. Bu aşamada, frekansımız yükseldikçe, titreşimli binanın üst katlarına ulaştık. Artık hayatımızda ve çevremizdeki dünyada neler olup bittiğini farklı bir perspektiften görebiliriz. Sonucu salıverdikçe hayat akar ve iniş çıkışlarla rahatlıkla hareket ederiz. Yaratıcı olduğumuzu anladığımız için dünyamızda çok az mücadele var veya hiç yok. Bu düzenlemede, yaşam zarafet ve kolaylıkla akmaktadır.
Bu yeni paradigmada, titreşim neyi anladığımızla değil, yolumuza çıkan durumlar veya koşullar ne olursa olsun ne kadar onurlu ve merkezli olmaya istekli olduğumuzla ilgili bir meseledir. Uyanmış bir hayata giden bu yolculukta, daha yüksek bir titreşime giden yolumuzu bilemeyiz. Bunun yerine, en yüksek bilgeliğimizin günlük yaşamlarımızda ne kadar derinlemesine bedenlendiğinin bir göstergesi olarak titreşimimizi göstermeliyiz.