Birçok insan sezgiyi dinlemenin zayıflığın bir nedeni olduğunu düşünür. Aslında, iç sese çok sık dönüyoruz, sadece çoğu durumda nihai kararlarımız sağduyudan uzak değil. Çoğu durumda doğru seçim yüzeydedir, ancak bazen sezgi daha derine inmemize yardımcı olur. Bu tür durumlar için, iç sesin önemsiz olmayan kararlar önerebileceği olasılığını varsaymak önemlidir.
Örneğin, yolda ilginç bir kişiyle tanıştın, ancak bir nedenden dolayı sana tatsız görünüyordu. İç sesin çoğu zaman beklemediğin anda doğru cevabı verir. Kendine “Bunu yapmamam gerektiğini hissettim” veya “Ona güvenilemeyeceğini biliyordum”, “O işi almam gerektiğini biliyordum” dediğinde hayatında kaç durum olduğunu hatırla. Zor bir yaşam durumundaysan veya çok zor bir ikilemle karşı karşıyaysan, bunu en başta düşündüğünü hatırlamalısın.
Çoğu zaman insanlar sezgiyi korkuyla karıştırırlar. Örneğin, paraşütle atlamaya karar veriyorsan, ancak kendini uçağa bindiremiyorsan, bu sezgi değil, korku olabilir. Sezgi, aniden ortaya çıkan bir düşüncedir. Sürekli paraşütle atlarsan ama bir gün buna değmediğini düşünüyorsan, bu zaten bir iç ses olabilir. Kararının korkunun sonucu olup olmadığını kendine sorduğundan emin ol.
Olayların gelişimi için olası tüm senaryoları ve bu durumdan çıkmanın tüm olası yollarını kağıda yaz. Verebileceğin tüm kararları kafanda değerlendirmeye çalış. Bundan sonra kalpte bir şey atlayabilir, yeni bir benzersiz düşünce ve fikir ortaya çıkabilir.
Düşünmek için zamanın varsa, bunu yapmak daha iyidir. Örneğin, bir araba veya bir daire satın almak istiyorsan, olası tüm seçenekleri göz önünde bulundurmak en iyisidir. Bu tür kararlarla zaman ayır. Piyasadaki tüm tekliflere aşina olmak çok önemlidir. Bir iş arıyorsan, o zaman böyle bir durumda, tüm boş pozisyonları analiz etmek ve sevdiğin iş üzerinde durmamak daha iyidir. Ne kadar çok seçeneğin varsa o kadar iyi. Aceleyle, sezgi tam olarak doğru çalışmayabilir.