Sezgiyi tanımlamak çok zordur. İnsanlar arasında kaçınılmaz olarak mevcut olan ve yaptığımız şeylerde bize rehberlik eden bir şeydir. Sezginle ne kadar temas halinde olursan ol, en çok ihtiyaç duyduğun zamanlarda onun tarafından yönetildiğini fark edeceksin.
Sezgi Nasıl Bir Duygudur?
Sezgi duygusu herkese göre değişir. Bazı insanlar için çok fizikseldir. Örneğin, omurgada karıncalanmalar, bir enerji akışı, tüylerin diken diken olması gibi. Diğerleri sezgiyi daha zihinsel bir şey olarak deneyimler. Örneğin, bazı insanlar vizyonlar yaşarken, diğerleri bir iç sese sahip olurlar.
Herkes Sezgisel Midir?
Evet, herkesin sezgisel olma kapasitesi vardır. Bu sadece bilinçaltına nasıl dokunacağını öğrenme meselesidir.
Sezgi, hepimizin iyileştirmeyi ve geliştirmeyi öğrenmesi gereken temel bir yaşam becerisidir. Sezgi olmadan, net görme kapasitemizi sınırlayan katı, heyecanlı veya takıntılı düşüncelerin labirentinde mahsur kalırız. Ne kadar az görürsek, kötü kararlar verme olasılığımız o kadar artar.
Burada sezgine güvenmenin yollarını bulacaksın
1.Zihnini Sustur
Zihin genellikle karar verme süreçlerimizi ele geçirme eğilimindedir. Rasyonel düşünceyi kullanman önemli olsa da, olağan düşüncen genellikle önyargıya, geçmiş inançlara, dış etkilere ve korkuya tabidir.
Sezgine erişmek için zihnini düşüncelerden temizlemen gerekir. Zihnini temizlemek için meditasyon yapmanı, rahatlatıcı bir müzik dinlemeni veya dikkatli nefes almaya odaklanmanı öneririm. Stresli bir zihin durumundayken sezgini dinlemek çok zordur.
Zihnini rahatlatan ve sakinleştiren herhangi bir uygulama yapmayı dene. Yalnızca bir kez sakin ve merkezlenmiş olduğunda, sezgisel gücüne doğru bir şekilde erişebilirsin.
2. Kendine Şunu Sor: “Bu Karar Hakkında Ne Hissediyorum?”
Zihnini ve bedenini rahatlattıktan sonra, kendine ‘Bu karar hakkında ne hissediyorum?’ diye sor. İçinde ortaya çıkan ilk duygu, duyum, kelime veya görüntünün farkına var. Görünen her şeyi yazmak ve üzerinde biraz daha düşünmek isteyebilirsin.
3.Vücudundaki Hislere Odaklan
Bedenimiz tarafından asla aldatılamayız çünkü bedenimiz asla yalan söyleyemez. Ne kadar ayrıntılı hikayeler veya teoriler uydurursak uyduralım, vücudumuz her zaman konunun gerçeğini ortaya çıkaracaktır.
Sezginle bağlantı kurmak için vücudunu dinlemeyi dene. Vermen gereken kararı düşün ve vücudunun tepkisine odaklan. Örneğin, işinden ayrılmak istiyorsan, tüm vücudunda bir rahatlama hissi hissedebilirsin çünkü, işini bırakman gerektiğinin bir işaretidir. Alternatif olarak, belirli bir şehre taşınmayı düşünüyorsan, omuzlarının ve boynunun gergin olduğunu hissedebilirsin bu büyük olasılıkla oraya taşınmaman gerektiğinin bir işaretidir.
Dikkatli beden farkındalığını kullanarak, sezginle daha özgürce bağlantı kurabilirsin.
4.Korkunun Seni Besleyip Beslemediğini Keşfet
Korkunun kendini sezgi olarak gizlemesinin sinsi bir yolu vardır. Korktuğumuzda, zihinsel sesin çok güçlü olabileceğinden dolayı aceleci kararlar verme eğilimindeyiz veya “sezgimizi takip ettiğimize” inanıyoruz.
Önemli bir kararla karşı karşıya kaldığında, durumu çevreleyen tüm korkularını bir kağıda yazmayı dene. Korkularını görünür kılmak, içindeki sesin korkudan mı yoksa net bilgiden mi kaynaklandığını belirlemene yardımcı olacaktır.
5.Sonucunu Formüle Et Ve Her İki Senaryoyu da Yaşa
Bir dizi çözüm üret ve her senaryoyu zihinsel olarak yaşa. Her seçeneği olabildiğince canlı bir şekilde gözünde canlandır, ardından her seçeneğin nasıl hissettirdiğine dikkat et. Hangi seçenek en “doğru” geliyorsa, gitmen gereken seçimdir.
6.Baskının Seni Yönlendirmesine İzin Verme
Kendine çok mu baskı yapıyorsun? “Hızlı karar verme” baskısı, sezginin akışını engelleme eğilimindedir. Sezgi, yorucu koşullar altında çalışabilirken, yavaşlama seçeneğin varsa, lütfen yap. Bir şeye takıntılı olmaman, düşüncenin bilinçaltında köpürmediği anlamına gelmez. Bazen karar vermeyi ‘arka plana atmak’, rahatlamana, yeni bakış açıları benimsemene ve sezgisel bilişinin varlığına daha kolay açılmana yardımcı olur.
7. Daha Fazla Öz Farkındalık Geliştir
Öz farkındalık, duygularının, düşüncelerinin, davranışlarının, seni ve çevrendeki insanları nasıl etkilediğinin farkında olma yeteneğidir. İçimizde olup bitenlerin ne kadar farkında olursak, ilk etapta sezgimizin sessiz sesini tanımak o kadar kolay olacaktır. Farkındalık, meditasyon ve iç gözlem, öz farkındalığın geliştirilmesine yardımcı olur.
8. Üçüncü Göz Çakranı Temizle
Sezgisel yeteneklerinin merkezi olan üçüncü göz çakranı dengelemeye odaklan.
Olumsuz düşünme kalıpları, aşırı düşünme, paranoya veya kaygı gibi sorunlarla mücadele ediyorsan, büyük olasılıkla üçüncü göz çakra sorunun vardır. Bu basit uygulama ile, hayal gücünü kullanarak çakranı dengeleyebilirsin.
Üçüncü göz çakrası ile ilişkili renk royal mavidir. Yapman gereken tek şey dinlenmek, üçüncü göz çakranı veya tüm vücudunu çevreleyen maviyi görselleştirmektir.