Hayatınızı Daha İyi Hale Getirecek 10 Mantra

Bu sözler beyninizi üretken çalışmaya, başkalarıyla uyumlu ilişkilere ve iyimser bir dünya algısına ayarlamaya yardımcı olacaktır.

Bu mantralar alışkanlıkların dönüştürücülerdir. Bunları günlük yaşamınızda kullanın ve hayatınızın nasıl daha iyi hale geldiğini görün.

Kötü alışkanlıkları bırakmanın neden bu kadar zor olduğunu biliyor musunuz? Gerçek şu ki, genellikle otomatik pilotta çalışıyoruz. Başkalarına kızdığınızda ve parçalandığınızda, bir kez daha önemli bir görevi ertelediğinizde veya kötümser bir ruh haline yenik düştüğünüzde zihniniz sürece dahil olmaz.

Bu davranışları değiştirmenin tek yolu, kendi duygularınızın, düşüncelerinizin ve eylemlerinizin farkında olmayı öğrenmektir. Yanlış bir hareket yapmak üzere olduğunuzu mu hissediyorsunuz? Durun, düşünün ve kendinizi farklı bir yol izlemeye zorlayın. Bu modeli defalarca tekrarlayın. Zamanla beyinde iyi alışkanlıklardan sorumlu olan yeni sinir bağlantıları oluşacaktır.

Aynı anda birkaç cümle kullanmaya çalışmayın. Size uyan bir mantra bulun ve kritik anlarda bunu zihinsel olarak söyleyin.

1. Bu Kişi Benim Öğretmenim

Bu mantrayı söylemek, daha iyi olmanın ve başkalarıyla ilişkileri geliştirmenin çok basit bir yoludur. Her bir kişiyi öğretmeniniz olarak düşünün. Birisi sizi sinirlendirirse, bu size aynı anda birkaç önemli niteliği geliştirme şansı verdiği anlamına gelir: nezaket, sabır ve özdenetim. Herhangi bir deneyimden yararlanabilirsiniz. Öyleyse neden sinirlerinizi boşa harcıyorsunuz?

Başkalarına değil, kendi tepkilerinize konsantre olun.

2. Öfke Kaynayan Korkudur

Tanıdıklarınıza, arkadaşlarınıza, meslektaşlarınıza veya akrabalarınıza karşı öfkeli bir patlamaya hazır olduğunuzu hissettiğinizde bu kelimeleri hatırlayın. Rahatsızlıklarınızın korkularınızın arkasında saklı olduğunu fark ederek duygularınızı daha iyi kontrol edebilirsiniz. Bir şansı kaçırmaktan, başkalarını hayal kırıklığına uğratmaktan, hedefi gözden kaçırmaktan, istediğimizi başaramamaktan, zaman kaybetmekten korkuyoruz.

Kızgınlığının gerçek nedenlerini anlamayan kişi, kendi kontrolünü kaybeder ve sonuç olarak sadece durumu daha da kötüleştirir. Kendinizi anlayın ve deneyimlerinizi sakince diğer insanlarla paylaşın. Bu yaklaşım öfke patlamalarından çok daha etkilidir.

3. Hayatta Kendi Yolunuzu Yürüyün

Küçük yaşlardan itibaren ne yapmamız gerektiği söyleniyor. Bunda yanlış bir şey yok, çünkü çocuğun güvenliği için kurallara uyması gerekiyor. Bununla birlikte, bir yan etkisi var: Büyüdükçe, çoğumuz arzularımızı takip etmekten korkarız ve çeşitli “gerekenler” tarafından yönlendirilmeye devam ederiz. Kalabalıktan sıyrılmaktan ve diğerlerini hayal kırıklığına uğratmaktan korkuyoruz.

Bu tür tutumlar felç edicidir, zorlukları kabul etmenizi ve başarıya ulaşmanızı engeller. Bu nedenle bazen kendinize şunu hatırlatmanız çok önemlidir, ‘Kendi yoluma gitmem gerekiyor.’

4. Tepkilerimden Yalnızca Ben Sorumluyum

Olumsuz duygularınız için sık sık başkalarını suçlar mısınız? O zaman bu cümle işe yarayacak. Öfkenizden, kızgınlığınızdan, üzüntünüzden kimse sorumlu değildir. Evet, insanlar bazen sizi sinirlendirebilecek şeyler yapar. Ancak belirli koşullara nasıl yanıt vereceğinize yalnızca siz karar verirsiniz. Tedirginlik hissi olduğunda, basit bir mantra söyleyin, sakin ol ve harekete geç. Aksi takdirde, soğukkanlılığınızı kaybetme ve yıkıcı bir şey yapma riskiyle karşı karşıya kalırsınız.

5. Eşit Şekilde Konuşun Ve Dinleyin

Hem evde hem de işte daha sık hatırlanması gereken çok faydalı bir mantra. İletişim sırasında genellikle, muhataplarınızın sözünü keserseniz ve kimsenin kelime eklemesine izin vermezseniz, bu cümleyi not aldığınızdan emin olun.

Bunun iki nedeni var. İlk olarak, aşırı konuşkanlığınız muhtemelen başkalarını kızdırır. İkinci olarak, aktif dinlemeyi bırakarak, kendinizi önemli bir şey öğrenme şansından mahrum edersiniz ve diğer insanları anlama fırsatını kaybedersiniz.

6. Başkalarının Hayırseverliğine İnanın

Başkalarında iyilik görmeyi öğrenirseniz, yaşamak ve iletişim kurmak sizin için daha kolay olacaktır. Bir kişinin davranışından memnun olmadığımızda, onun kasıtlı olarak bize zarar vermeye çalıştığını düşünme eğilimindeyiz. Bu tür sonuçlar nadiren doğrudur.

İnsanlar kendilerine çok odaklanırlar, bu yüzden birisine karşı sinsi planlar yapmak onların aklına asla gelmez. Öfkelendiğinizde, başkalarının niyetleri, düşünceleri ve karakterleri hakkında yanlış sonuçlar çıkarırsınız. Bu da herhangi bir ilişkiyi mahvedebilir.

7. Düşünceler ‘Ya ve Ya Da’ Dan Daha Geniştir

‘Ya sevmediğim bir işte kalıp iyi para kazanabilirim ya da sevdiğim şeyi yapabilirim ama geçimimi zar zor bulabilirim.’ Muhtemelen kendinize böyle bir şey söylediniz veya arkadaşlarınızdan duydunuz. İfadenin kendisi, durumun umutsuz olduğu hissini yaratır. Gerçekte insanlar kendilerini genellikle iki seçenekle sınırlarlar, ancak gerçekte çok daha fazlası vardır. Büyük düşünmeyi öğrenmelisiniz.

8. İyi Düşün

Karamsarlık sadece bir alışkanlıktır. Kötü şeyleri ne kadar sık ​​fark ederseniz ve üzücü düşüncelere kapılırsanız, o kadar çok olumsuz duygular yaşarsınız. Daha mutlu olmak ister misiniz? Beyninizi pozitif bir dalgaya ayarlamayı öğrenin. Başınıza gelen tüm güzel şeyleri kaydedin. Hedeflerinize ulaştığınızda hayatınızın nasıl değişeceğini düşünün. Hoş anları hatırlayın. Bir gün gerçek bir iyimsere dönüşeceksiniz.

9. Her Şeye Öncelik Verildiğinde, Hiçbir Şeye Öncelik Verilmez

Günümüz dünyasında, önceliklendirme yeteneği inanılmaz derecede önemlidir. Tüm aramaları ve mektupları cevaplamak, tüm isteklere cevap vermek, tüm talimatlarla başa çıkmak için asla zamanınız olmayacak. Eğer denerseniz, kendinizi aşırı çalışmaya ve strese yönlendirirsiniz ve hiçbir görevi yapabildiğiniz kadar iyi yapamazsınız. Sonuç basit: sadece en önemli şeyleri yapın. Elbette günlüğünüzde üstünü çizebileceğiniz veya sonraya erteleyebileceğiniz bir şey var.

Your Page Title

10. Sadece İlk Adımı Atmanız Gerekiyor

İnsanlar çeşitli nedenlerle planladıkları faaliyetleri erteliyorlar. Bazen başarısızlık korkusu bizi durdurur. Bazen erteleme, ‘başlangıç ​​ve bitiş’ için net bir plana sahip olma arzusuyla ilişkilendirilir: bir şaşkınlığa düşeriz, çünkü özellikle alışılmadık bir görev üstlenirsek, tüm eylem sırasını hesaplayamayız. Her durumda çözüm birdir: ilk adımı atmanız gerekir, bu sizi ikinci ve ötesine götürecektir. Bu mantrayı ezberleyin ve başlamanız gereken yere mümkün olduğunca odaklanın.