Bizim için neyin en iyi olduğunu bildiğimizi düşünerek planlar yapıyoruz. Ama hayattan daha akıllı değiliz. Belki de gerçekten ihtiyacınız olan şey beklenmedik bir şeydir. İyileşmek için yalnız kalmanız gerektiğini düşünebilirsiniz, ama belki sizin için o kadar doğru olan biriyle tanışırsınız ki, kalbinizi iyileştirir.
Kendimiz için en iyi planı yapabileceğimizi düşünüyoruz. Ama hayat hakkında çok az şey bildiğimizi dikkate almıyoruz. Değişkenlerin çoğunu bilmiyoruz ve deneyime değil bilgiye dayalı planlama yapıyoruz. Plan yapmaya gelince amatörüz.
Plan yapmak, ne yapacağınızdan emin olduğunuz anlamına gelir. Ancak bu kesinlik, hayatın sihrini ortadan kaldırır. Gerçekten hayatta olmak, yaşamın tam anlamıyla gerçekleşmesine izin vermek, tüm olasılıkları kucaklamak demektir. Hayatın sizi şaşırtmasına izin vermek için bilmediğiniz şeyleri size göstermesine izin verin.
Bir şey planımıza uygun olmadığında veya bir planımız olmadığında kendimizi bilinmeyende buluruz. Orada hiçbir şeyi kontrol etmiyoruz. Ama bizim rahatlık bölgemizin dışında büyüdüğümüz yer, hareketsiz kalan kısımlarımızın kilidini açıyoruz.
Algımızın çok sınırlı olduğunu unutuyoruz. Duyularımız nedeniyle yalnızca küçük bir gerçeklik parçasını algılayabiliriz. Bu parça bile ruhumuz ve duygularımız aracılığıyla süzülür. Belki de planımız o kadar iyi değildir, bilgi ve duygu bakımından sınırlıdır.
Ne tür bir plan yaparsak yapalım, her zaman daha iyi bir plan vardır çünkü her zaman değişen bir şeyler vardır. Mükemmel bir plan yapmaya çalışmak aptalca bir iştir. En iyi planlar genellikle o anda yapılır.
Size daha büyük bir amacın olduğunu gösteren hayat kadar güzel bir plan yoktur. Bazı şeyler daha karmaşıktır. İşler doğru zamanda ve doğru yerde ortaya çıktığında sanki birisi katıldığınız bir hikaye yazmış gibi hissedersiniz. Bu, herhangi bir plandan daha iyidir.