Hepsinin farklı geçmişleri ve açıklık seviyeleri vardı. Çalışma, kişiliklerini, düşüncelerini ve özelliklerini inceledi. Çalışma özellikle 5 farklı kişilik kategorisine odaklandı – nevrotiklik, dışa dönüklük, anlaşılabilirlik, vicdanlılık ve yeni şeylere açık fikirli olma yeteneği.
Araştırmacılar, her iki göz farklı görüntüler gösterdiğinde ortaya çıkabilecek görsel algı fenomenini de test ettiler.
Bu deney sırasında çoğu insan bir görüntüden diğerine geçiyor, çünkü beyin o zaman sadece birisini algılayabiliyor (peki ya çok görevli?!?). Ancak bazı beyinler bu görüntüleri bir araya getirir ve aynı anda bakarlar.
Katılımcılar arasında bir kalıp vardı – beyinleri görüntüleri birleştirenlerin açıklıkta daha büyük bir skoru vardı.
Araştırmanın şefleri, daha açık fikirli olan insanların aynı zamanda daha yaratıcı ve daha büyük bir hayal gücüne sahip olduklarını düşünüyor. Bu, insanların akıllarını yeni olasılıklara ve deneyimlere açık tutmaları nedeniyle doğru olabilir, bu da sürekli büyüdükleri, öğrendikleri ve geliştikleri anlamına gelir.
Her zaman kafasında farklı fikirler ve planlar vardır ve akılda kalıcı bir fikri olan herkese katılmaya isteklidirler. Eh, bu doğru olabilir, ancak bu konuda düzgün bir çalışma yapılmadan önce bundan emin olamayız.
Şimdilik tek bildiğimiz, açık fikirli insanların, bizden farklı bir dünyada yaşadıkları. Her şeyi başka bir şekilde görüyor ve deneyimliyorlar. Her zaman hareket halinde olmaları gerekir, rutin veya sıkıcı şeylere sıkışıp kalamazlar.
Onlar partilerin kalbi ve konuşma merkezleridir. Gerçekleri ve dünyaları bizden farklı çünkü hayatlarını sonuna kadar yaşama ve kendi yollarına gelen her fırsatı yakalama eğilimindedirler.